Ömrümün Noksanı..
Küllerinden ateş diriltmekti uzaklığın.
Pervane olup ateşine düştüm.
Yandıkça çoğaldım yandıkça azımsadım sensiz geçen günlerimi.
Ömrümün noktası… gelmezsin bilirim… yollarım dar gelir adımlarına.
İşte hep bu yüzden yalnız ve yarsızım ben…
Ki dönseydi yüzün yüzüme anlatacaktım sana
yıllanmış şarapların tadında nasıl geçilirdi bir ömürden…
Masalların yalan söylediğini
asıl gerçeğin ölüm olduğunu
sensizliğin ise ölümden beter olduğunu
anlatacaktım sana…
Bir kerecik dönseydi yüzüme yüzün…
Kirpiklerim bulut topluyor bak!
Yağacağım şehrine
Bir akşam üstü…
Geçen günler için bir inci tanesi düşüreceğim ellerine…
Ben hiç unutmadım
Bir ekim sabahı nasıl düştüğünü gönlüme…
Nasıl düşürdüğünü beni benden öteye…
Hiç unutmadım…
Ah benim gönül sızım
Ah benim yalnızlığım
Ah benim yangınlarım yanılgılarım…
Ah benim deli vurgun çocukluğum…
Nerelerdeydin bunca zaman anlatsana…
Gözlerinin kuytuluğunda
Kaç ömrü heba ettin?
Kaç ömre acılar biçtin?
Ah benim can sızım söyle!
Kaç yok’u var ettin vicdanının terli avuçlarında?
Ömrümün noksanı…
Gelmezsin bilirim…
Yollarım dar gelir adımlarına.
İşte hep bu yüzden
yalnız
ve
yarsızım
ben…
// Kahraman Tazeoğlu -Ömrümün Noksanı..