Asıl soluğuna İmamefendi!

Daha üfüreceğimiz çok sevi var bu hayatta..

Daima bir duanın iç açılarındaki tecvidiz.
Daima iklâb’ın dudağa küs tarafından okunuyor
Tüm verdiklerimize karşılık,ilahi zevkimiz..
Solumuzda takometresi günaha takılı Münker
Sağımızda henüz sıfır çeken Nekir.
Toprak bereketsizlik duamızı yedeklerken,
Arş-ı ala üzerindeki ruh birikintilerine,bununla yetinmeyip
Asarken peygamber çiçeğinin put’a bakan tarafına gölgemizi
Biz kavimlerin henüz kav olmadığı kısma göçüyoruz…

Doldur zemzemine hüznü İmamefendi!
Daha yıkayacağımız çok beden var…

Her çöl uzunluğunda biraz daha kısalan güneş gibi
Ve bir çağrı gibi her davetinde
Biraz daha büyüyen;
Kervanın yürümeyen kısmında koşuşturan iki tüccar çığlığı gibi
Şiddetleniyoruz ucu ucuna değmeyen adımlarımızdan..
Uzaklaşırken bile aklımızda yakınlığımız
Anlıyorum;
Mor iple kendini asan tebessümümüz
Aslında toplu intiharların tek habercisi..
Yoksa bir devşirme azınlık değil miydi
Yüreğimde ki;
Gözlerinin ayet izi…

Üzgünüm
Üzgünüz sevgilim..
Bizi Hira dağında gizlenmiş bir İblis emzirdi vesvesesiyle
O yüzdendir;
Leb’imiz hala zehir ve tenimizde bir haram saklı…

Okut minarende ayrılığımızı İmamefendi!
Daha duyuracağımız çok beşer var…