Esmer gülüş…
Her yanı izmarit çekirdeği, her kuytusunda acı biriktiren sevgili.
Bir sabah saati gülüşünün sarhoşluğu dizlerime çöken.
Ve gözlerindeki kibrit alevi içimi aydınlatan…
Kırmızı begonyalar…
Mavi düşler…
Beyaz kanatlar…
Utanır bütün renkler, akar esmer teninden.
Kaçışın, kendine gömülüşün ve gülüşün…
Ve o esmer gülüşün diyorum,
Beni dipsiz kuyularda çaresiz bırakan.
Kirli bir çocuk yüzü utangaçlığında bakışların…
Belki de kaçışların kendine…
Zihnimdeki tüm renkleri akıtan…
Sustuğun yerde çığlık oluyorum.
Gel…
Baharlar getir omuzlarında
Ve hayat bir ezgi olsun saç tellerinde.
Yüzündeki yarayı
Suskunluğunu
Korkularını
Ve beni ipek bir karanlığa salan gülüşlerini.
Al da gel…
Seninle olalım.
Umut dolu rüyalara
Yaşanmış düşlere sal bizi
İçimde bir çoğalmasın.
Ilık bir sarhoşluk, coşkun bir su gibisin.
Adı konmayan iklimler yaşıyorum.
Çiçeklendi en militan yanlarım.
Kırmızı begonyalar…
Mavi düşler…
Beyaz kanatlar…
Utanır bütün renkler akar esmer teninden.
Ve unutursun…
Yokluğun heybemdeki en güzel şanlı yenilgim…
Esma Yıldız
Yorum: Kahraman Tazeoğlu