Eki 11, 2021 - • Erbab-ı Aşk! Yorum yok
Unutursun Mihribanım..!
Ne adı Mihriban, ne saçları sarı…
O, Abdurrahim Karakoç’un Mihriban’ı…
1960 yılında yaşadığı ölümsüz aşkı kelimelerle ebedi kılan Abdurrahim Karakoç’un gerçek adını gizleyip, Mihriban diye seslendiği o güzel Anadolu kızının hikayesi bu…
Ya da, hayatlarını birleştirmek isterken, ümitsiz aşklarına ayrılık nikahı kıyan iki sevgilinin, ümitsiz, duygu yüklü hikayesi….
Ayrılık tadında hüzünlü…
Mihriban’a olan aşkı, Karakoç’a farklı bir olgunluk kazandırmış. Hani şu yürek genişliği denilen şey var ya, öylesine bir yaklaşımı var Karakoç’un…
Mistik bir olgunlukla, “Son bir kez” diyor, “Son bir kez daha görmek istemezdim. O beni hayalindeki gibi yaşatsın, ben de onu hayalimdeki gibi… O aşk, masum bir aşktı. Güzel bir aşktı. Bırakalım öyle kalsın.”
Sarı saçlarına deli gönlümü,
Bağlamıştın, çözülmüyor Mihriban.
Ayrılıktan zor belleme ölümü
Görmeyince sezilmiyor Mihriban.
Bu eşsiz duygu yoğunluğu olan dizelerle aşkın gücünü anlatan şairimiz, Mihriban’dan aldığı “Unutmak kolay değil” başlıklı mektup üzerine, şiirin devamını yazıyor… Yazıyor ama, yarasını sarmış bir Yunus Emre olgunluğu ile de bilgeliğini dışa vuruyor.
Unutmak kolay mı? deme,
Unutursun Mihribanım.
Oğlun, kızın olsun hele,
Unutursun Mihrabınım
***
Düzen böyle bu gemide,
Eskiler yiter yenide.
Beni değil, sen seni de,
Unutursun Mihribanım.